Erzincan’da gerçekleşen son deprem, bölge halkını büyük bir endişeye sevk etti. 20 Ekim 2023'te meydana gelen ve 5.3 büyüklüğündeki sarsıntı, özellikle depreme dayanıklı yapıların önemi hakkında dikkat çekti. Deprem uzmanı Naci Görür, bu tür doğal afetlerin evde olasılık hesapları ile görülmeye başlandığını ve önceden alınabilecek tedbirlerin büyük önem taşıdığını belirtti. Yapılan açıklama, sosyal medya platformlarında ve yerel medya organlarında geniş yankı uyandırdı.
Naci Görür, Erzincan bölgesinin tarihsel olarak sık sık depremlere maruz kalan bir yer olduğunu hatırlatarak, bu sarsıntının beklenen bir durum olduğunu ifade etti. Görür, “Erzincan, Türkiye’nin en aktif deprem bölgelerinden birisidir. Bu şehri depremlerle birlikte yaşamaya alışmalıyız. Ancak, bu durum hiçbir şekilde hazır olunmaması gerçeğini değiştirmiyor” dedi. Görür, deprem sonrası alınacak önlemlerin her birey için hayati olduğunu vurguladı ve bu tür durumlar için halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Naci Görür, depremlerin önlenemez bir doğa olayı olduğunu ancak can ve mal kayıplarını en aza indirmek için yapılacak pek çok şey olduğunu dile getirdi. Bu çerçevede, doğru yapılandırma ve dönüşüm süreçlerinin önemine değinen uzman, “Binalarımızı depreme dayanıklı inşa etmeliyiz. Mevcut binaların da bu kriterlere uygun hale getirilmesi şart. Ülkemizde, yıkıcı depremlerden sonra yaşanan kayıpların büyük bir kısmı, binaların zayıf yapısından kaynaklanıyor” ifadelerini kullandı.
Erzincan depremi sonrasında insanların doğru bilgilendirilmesi ve doğru bir hazıra sahip olmalarının gerekliliğine vurgu yapan Görür, “Devletin bu konudaki çalışmaları takdire şayan. Ancak bireylerin de kendi güvenlikleri için gerekli adımları atmaları şart,” şeklinde konuştu. Ayrıca, yerel yönetimlerin de bu konuda daha aktif olmasının gerektiğini vurguladı. “Okullarda ve topluluklarda düzenlenecek eğitimler, halkın deprem bilincinin artırılmasında kritik rol oynayacaktır,” dedi.
Görür’ün açıklamaları, Erzincan’daki depremin ardından yaşanan panik ve endişeyi biraz hafifletti. Depremden sonra yaşanan tuhaf olaylar ve aftershocklar hakkında da bilgi veren uzman, “Bu tür küçük sarsıntılar, büyük depremlerin habercisi olabilir. Ancak bu durum her zaman geçerli değildir. Önemli olan halkın tedirgin olmadan süreci doğru bir şekilde yönetebilmesidir,” diye ekledi.
Sonuç olarak, Naci Görür’ün dikkat çektiği noktalar, Erzincan depremi sonrası halkın depreme karşı bilinçli ve hazırlıklı olmasının ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Bu tür sarsıntılar, yalnızca yerel halkı değil, aynı zamanda bütün ülkeyi etkileyebilir. Bu nedenle bir bütün olarak Türkiye’nin deprem konusundaki hazırlık seviyesini artırması, altyapıyı güçlendirmesi ve halkı bilinçlendirmesi büyük önem taşıyor.