Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stoklarının yerinin belirlenmesi konusundaki belirsizliklerini kamuoyuna duyurdu. Bu durum, ülkeler arası nükleer müzakerelerin gerilimini artırırken, İran’ın nükleer programına yönelik endişeleri de yeniden canlandırdı. UAEA'nın raporları, dünya genelinde nükleer silahların yayılması endişesi içinde olan ülkeleri alarma geçirmiş durumda. Peki, UAEA'nın bu açıklamaları, İran'ın nükleer politikasını nasıl etkiliyor? İşte detaylar.
UAEA'nın yaptığı açıklamada, İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stoku hakkında eldeki bilgilere dayanak yaparak, bu stokun yerinin tespitinde yaşanan zorlukların altı çizildi. Özellikle, İran’ın bu uranyum stoku ile ilgili bilgileri yeterince şeffaf bir şekilde sunmadığı belirtildi. Bu durum, İran'ın nükleer programı hakkında uluslararası toplumu düşündüren bir husus olarak öne çıkıyor. Daha önceki yıllarda da benzer belirsizlikler yaşanmıştı; ancak UAEA'nın son raporu, bu sorunun ne denli kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
UAEA'nın Genel Müdürü Rafael Grossi, bu konudaki belirsizliklerin uluslararası anlaşmalarla ne ölçüde örtüşmediği konusunda endişelerini ifade etti. Grossi, “İran'ın zenginleştirilmiş uranyum envanterleri konusunda net bir bilgiye sahip değiliz. Bu durum, nükleer denetimler açısından ciddi bir engel oluşturuyor,” ifadelerini kullandı. İran’ın nükleer programına yönelik şeffaflığın artması ve uluslararası camia ile işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiği vurgusu, yine dikkat çekti.
İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma ile uranyum zenginleştirmesi konusunda belirli kısıtlamaları kabul etti. Ancak, ABD’nin anlaşmadan çekilmesinin ardından İran, bu sınırlamaları aşarak daha fazla uranyum zenginleştirmeye başladı. UAEA'nın son açıklamaları, özellikle Ortadoğu’daki jeopolitik dengeleri etkileyebilir. İran’ın zenginleştirilmiş uranyum stokları, nükleer silah üretiminde kullanılabilir potansiyele sahip olduğu için bu durum, bölgedeki diğer ülkeler için de tehdit oluşturuyor.
Analistler, İran’ın uranyum zenginleştirme kapasitesinin potansiyel olarak artması nedeniyle, bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekilleneceğini öngörüyor. Özellikle, Suudi Arabistan ve İsrail gibi ülkeler, İran’ın nükleer yeteneklerine karşı tedbirler almakta kararlı görünüyorlar. Bu bağlamda, UAEA'nın açıklamaları, İran’ın nükleer programına yönelik anında uluslararası baskılar oluşturabilir ve müzakerelerin gidişatını değiştirebilir.
Özetlemek gerekirse, UAEA'nın İran'ın zenginleştirilmiş uranyum stokları ile ilgili belirsizlikleri, nükleer silahların yayılma riskini artırırken, uluslararası ilişkilerde yeni gerilimlerin kapısını aralayabilir. Tüm bu gelişmeler yaşanırken, dünya genelindeki gözlemciler, İran’ın yaklaşan müzakerelerde nasıl bir tutum sergileyeceğini merakla takip ediyor.