Hayat, bazen en sıradan durumların bile yeni bir tutkuya dönüşmesine olanak tanır. 35 yaşındaki Selin Demir, oğlunun okul ödevi için yazdığı bir kompozisyon üzerinden başlayan serüveninin kendisini nasıl yeni bir hobiye yönlendirdiğini anlatıyor. "Oğlumuzun öğretmeninin verdiği ödev, aslında benim için bir dönüm noktası oldu," diyor Selin. Bahsedilen ödev, çocukların yerel bitki örtüsü ve ekosistem hakkında bilgi edinmelerini sağlamak amacıyla verilmişti. Bu ödev, Selin'in doğaya olan ilgisini yeniden alevlendirdi ve onun, bahçecilik konusunda yeni bir tutku geliştirmesine vesile oldu.
Selin, ilk başta oğlu için yapmış olduğu araştırmalara odaklanmıştı. Ancak zamanla, çocuklarındaki doğaya olan ilgiyi artırmanın yanı sıra kendi hobi alanını keşfetmek istediğini fark etti. "Oğlum bitkilerle ilgili her şeyi sormaya başladı ve ben de cevaplamaya gayret ettim. Ancak bir süre sonra, ben de bu konudan etkilenmeye başladım," diye ekliyor. Böylece, Selin'in notlar almak için başladığı bitki örtüsü ve bahçecilik konusundaki araştırmaları, yerini aktif bir bahçecilik serüvenine bıraktı.
İlk adım olarak, Selin bir bahçe eki alarak başlamak istedi. Gerekli malzemeleri bir araya topladıktan sonra, evlerinin bahçesindeki boş alanı değerlendirmeye karar verdi. "İlk başta ne yapacağım konusunda biraz tereddüt ettim, ama çiçekler ve sebzeler üzerine birkaç video izlemek işe yaradı. Doğanın ritmini hissetmek harika," diyor heyecanla. Oğlu da annesine yardımcı olmak için bahçeye koşar adım geliyordu. Bu süreç, onların ikisi arasında güçlü bir bağ kurmakla kalmayıp, aynı zamanda Selin'e yeni bir tutku kazandırdı.
Selin’in bahçecilik serüveni, sadece bitkilerle sınırlı kalmadı. Oğluyla birlikte geçirdiği zaman, aile değerlerini pekiştirdi ve onlara sürdürülebilirlik ile doğa bilincini aşılamada önemli bir rol oynadı. "Artık her gün birlikte bahçeye gidiyoruz. Hangi sebze veya meyveye hangi dönemde ekim yapacağımıza karar veriyoruz. Oğlumun gözlerinde gördüğüm heyecan beni motive ediyor," diye belirtiyor Selin.
Elde ettikleri ürünler, ailenin yemeklerinde kullanmakla kalmıyor, aynı zamanda komşularla paylaşarak sosyal bir aktivite haline de dönüşüyor. "Komşularımız bahçemizde sebze ve meyvelerin olduğu günler için sabırsızlanıyorlar. Onlarla bu durumu paylaşmak, herkesin hoşuna gidiyor," diyor Selin. Bu süreçte Selin, yalnızca bir hobi edinmekle kalmadı, aynı zamanda topluma katkıda bulunmanın da tadını çıkarıyor.
Selin’in bu yeni hobisi, sadece zaman geçirmeyle kalmayıp, ona sağlık ve mutluluk da getirdi. Bahçede çalışmanın fiziksel faydalarının yanı sıra, doğayla iç içe olmanın stresi azaltıcı etkilerini de fark etti. "Bahçede geçirdiğim zaman zihnimi boşaltıyor. Dört duvar arasında sıkışıp kalmışken, doğa beni dışarı çıkarıyor ve ruhumu iyileştiriyor," şeklinde sözlerini sürdürüyor. Bahçeciliğin ruh sağlığına olan olumlu etkilerini keşfettiği için mutluluğu ve yaşam kalitesi artan Selin, internetten de edindiği bilgileri diğer bahçıvanlarla paylaşıyor.
Oğlunun ödeviyle başlayan bu yeni hobi, Selin için sadece bir uğraş değil; ailesiyle olan ilişkisini güçlendiren ve kadın dayanışmasını arttıran bir topluluk projesine dönüşmüştür. "Artık sadece kendi bahçemiz için çalışmıyoruz, aynı zamanda çevremizde de farkındalık oluşturmayı sürdürüyoruz," diyor Selin. Bu, hem doğayı korumak hem de gelecekteki nesillere güzel bir hatıra bırakmak açısından önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Selin'in deneyimi, her bireyin kendi hayatında ve çevresinde en basit olan şeylerden başlayarak yeni bir yolculuğa çıkabileceğini gösteriyor. Oğlunun ödevi vesilesiyle umutsuz bir anda yeni bir tutku bulması, tüm aile için hayata karşı yeni bir pencere açtı. Bahçecilik, yalnızca bir hobi değil, aynı zamanda aile değerlerinin pekiştiği ve toplumun bir parçası olma hissinin arttığı bir aktivite olarak Selin’in hayatında yerini aldı.