Sırbistan'da yapılan bir protesto gösterisinde, polis yasaklı bir sonik silah kullanarak olaylara müdahale etti. Bu durum, toplumsal barış ve insan hakları ihlalleri konusunda büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. Protestocular ve muhalefet partileri, bu tür bir müdahalenin kabul edilemez olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulunacaklarını açıkladı. Olay, Sırbistan'da toplumsal hareketlerin ve devletin güvenlik politikalarının ne denli birbiriyle çatıştığını gözler önüne serdi.
Sırbistan’da son aylarda artan ekonomik sorunlar ve siyasi gerilimler, kamuoyunu sokağa döktü. Özellikle gençlerin ve çeşitli aktivist grupların katılımıyla gerçekleştirilen protestolarda, Başbakan Aleksandar Vučić’in yönetimine karşı büyük bir öfke birikimi söz konusuydu. Gösteriler genellikle barışçıl bir şekilde ilerlese de, 17 Ekim tarihinde Belgrad’da düzenlenen bir eylemde polis sert müdahalelerde bulundu. Göstericilerin daha fazla özgürlük talep ettiği bu dönemde, güvenlik güçlerinin yasaklı bir silah kullanması yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir etki yarattı. Sonik silahlar, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak insanlarda geçici körlük veya işitme kaybı gibi etkiler yaratabiliyor. Bu tür bir silahın, özellikle demokratik bir ülkede barışçıl gösterilere müdahale için kullanılması, uluslararası insan hakları standartlarına ciddi şekilde aykırı.
Sırbistan Cumhuriyetçi Partisi ve diğer muhalefet partileri, polis müdahalesine karşı birleşerek durumu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşımaya karar verdiler. Partilerin liderleri, yasadışı ve insanlık onurunu zedeleyen bir müdahalenin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yargılanması gerektiğini savunuyorlar. Muhalefet sözcüleri, “Bu yasaklı sonik silahın kullanımı, Sırbistan’ın demokrasiye olan bağlılığını sorgulatmaktadır. Başbakan Vučić ve yönetimi, halkı sindirmek için kullandığı bu yöntemlerle yalnızca kendi iktidarlarını sorgulanamaz hale getirmeye çalışıyorlar” şeklinde açıklamalarda bulundular. Bu talep, Sırbistan'da polis şiddeti konusunda artan endişelerin bir yansıması olarak görülüyor.
Bunun yanı sıra, Sırbistan'daki hukuk uzmanları, AİHM başvurusunun başarılı olması durumda, ülkenin güvenlik politikalarında köklü değişikliklerin yaşanması gerektiğini vurguluyorlar. İnsan hakları ihlalleri konusunda sıkça eleştirilen Sırbistan, Avrupa Birliği üyeliği konusunda ilerleme kaydetmek istiyorsa, bu tür durumların tekrarlanmaması için reforma gitmelidir. Gelişmelerin takip edilmesi, hem Sırbistan kamuoyu hem de uluslararası gözlemciler için oldukça önemli bir hale geldi.
Protestoların önümüzdeki günlerde devam etmesi bekleniyor. Sırbistan'daki siyasi iklimin değişmesi ve halkın daha özgür bir ortamda yaşaması için, muhalefetin ve aktivistlerin fedakarlıkları ve kararlılıkları belirleyici rol oynayacak. İleriye dönük olarak, kamuoyunun bu tür durumlara karşı olan tepkisi ve toplumsal hareketlerin önemi, demokratik bir ülke olan Sırbistan'ın geleceği açısından hayati bir konu olmaya devam edecek.