Son günlerde Ortadoğu'da gelişmeler hız kazanırken, Israel'in dış politika stratejisi merakla takip ediliyor. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Abraham Anlaşmaları kapsamında ABD'ye gerçekleşecek ziyaretiyle dikkatleri üzerine çekiyor. Bu ziyaret, hem bölgedeki güç dengeleri hem de uluslararası ilişkiler açısından kritik öneme haiz. Peki, bu ziyaretin ardında yatan sebepler neler? İsrail, Abraham Anlaşmaları ile ne amaçlıyor? Tüm bu soruların yanıtlarını inceleyeceğiz.
2019 yılında imzalanan Abraham Anlaşmaları, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Sudan ve Fas arasında yapılan normalleşme anlaşmalarının genel adıdır. Bu anlaşmalar, Ortadoğu'da yeni bir dönemin kapılarını açarak, özellikle ekonomik ve siyasi alanda daha fazla işbirliği imkanı sunmaktadır. Anlaşmaların temel amacı, bölgedeki Barış Süreci’ni güçlendirmek ve İsrail ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkileri normalleşmesine zemin hazırlamaktır. Ancak, son dönemde yaşanan gelişmeler ve feshedilen ilişkiler bu hedefleri tehdit ederken, Eli Cohen’in ziyareti, Abraham Anlaşmaları'nın yeniden canlandırılmasına yönelik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
ABD, Abraham Anlaşmaları'nın en önemli destekçilerinden biri olmuştur. Bu ziyareti, sadece ikili ilişkilerin güçlenmesi anlamında değil, aynı zamanda ABD’nin bölgedeki stratejik çıkarları açısından da değerlendirilebilir. Cohen'in ABD ziyaretinin, Biden yönetiminin Ortadoğu siyaseti üzerindeki etkilerini artırması ve iki ülke arasındaki işbirliğini teşvik etmesi bekleniyor. Ekonomik işbirliğinin yanı sıra, güvenlik alanında da yeni stratejilerin geliştirileceği öngörülüyor. Bu durum, hem İsrail hem de bölgedeki diğer ülkeler için önemli avantajlar yaratabilir.
Başka bir deyişle, Eli Cohen’in yürüteceği görüşmeler, yalnızca iki devlet arasındaki ilişkileri güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda bölgedeki diğer ülkelerle de yeni anlaşmaların temellerinin atılmasına vesile olabilir. Özellikle İran karşısında oluşturulacak ortak stratejiler, İsrail’in güvenliği için kritik bir öneme sahip. Bu süreçte, ABD’nin rolü daha da artacak ve bölgedeki etkisini pekiştirecektir.
Sonuç olarak, Eli Cohen’in ABD ziyareti, yalnızca Abraham Anlaşmaları’nın geleceği için değil, aynı zamanda Ortadoğu’daki güç dinamiklerinin yeniden şekillenmesi açısından da önemli bir dönüm noktası olabilir. Bu bağlamda, ilerleyen günlerde bu ziyaretin sonuçlarını takip etmek, Ortadoğu’daki gelişmeleri anlamak için büyük bir önem taşıyacak.
İlerleyen süreçte, bu ziyaretin ardından atılacak adımlar, sadece bölgedeki ülkelerin ilişkileri değil, aynı zamanda küresel siyasetteki dengeleri de etkileyebilir. Tüm bu gelişmeler ışığında, gözler Eli Cohen’in ABD’de yapacağı görüşmelere çevrildi. Ziyaret sonrası açıklanacak olan ortak projeler ve anlaşmalar, Ortadoğu’daki siyasi havayı önemli ölçüde şekillendirecektir.