2023 yılı, tarım sektörü açısından unutulmaz bir dönüm noktasına tanıklık etti. Ülkemiz genelinde beklenmedik bir hava durumu, birçok tarım ürününde büyük kayıplara yol açarken, sadece bir elmanın yetişebilmesi de bu olayın ne denli dramatik olduğunu gözler önüne serdi. Yüz yılın en şiddetli don olaylarından biri olarak kaydedilen bu durum, çiftçileri zor bir duruma soktu. Aşırı sıcakların ardından gelen bu soğuk hava, bitkilerin gelişim sürecini büyük ölçüde etkiledi ve yapılan hasatlarda ciddi düşüşler yaşandı.
Ülkemiz genelindeki bu soğuk hava dalgası, beklenmedik bir şekilde meydana geldi. İlkbahar mevsiminin başlarında, sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, çiftçileri zamanı gelen ürünlerini ekmeye teşvik etmişti. Ancak, bu durum kısa sürede değişti. Nisan ayının ortalarında gelen don, birçok tarım ürününün büyüme sürecini sekteye uğrattı ve bitkilerin zarar görmesine neden oldu. Özellikle meyve ağaçları ve sebzeler, don olaylarından en çok etkilenen gruplar arasında yer aldı.
Çiftçiler, don olayının ardından bahçelerinde yaptığı incelemelerde, sadece bir elmanın yetiştiğini gördüler. Ancak bu elmada, don nedeniyle oluşan çürümeler nedeniyle tüketim için uygun değildi. Don, sadece elmanın değil, aynı zamanda birçok tarımsal ürünün de kaybına neden oldu. Uzmanlar, tarım sektöründe yaşanan bu olayı “doğa ile insan arasındaki mücadelenin en çarpıcı örneği” olarak değerlendirdi. Sıcaklık değişimlerinin tarım üzerindeki etkileri, yıllar içinde artarak devam ediyor ve çiftçilerin bu değişimlere ayak uydurması her geçen gün daha da zorlaşıyor.
Bu yıl yaşanan don olayı, sadece bir elmanın çürümesi ile sınırlı kalmadı. Yüzlerce çiftçi, ekip biçtikleri tarım alanlarında büyük kayıplar yaşayarak ürünlerini elde edemedi. Sebze ve meyve üretiminde yaşanan bu kriz, beslenme güvenliğini de tehdit ederken, tarım ekonomisi üzerinde de olumsuz etkiler oluşturdu. Uzmanlar, bu tür iklim değişikliği durumlarına karşı alınabilecek önlemleri masaya yatırdı. Özellikle sera sistemlerinin yaygınlaştırılması, çiftçilerin olumsuz hava koşullarından az etkilenmesini sağlayabilir. Ayrıca, iklim değişikliğine uyumlu tarım uygulamaları geliştirilmesi, çiftçilerin bu gibi doğa olaylarına karşı daha dirençli hale gelmesini sağlayabilir.
Sonuç olarak, bu yıl yaşanan don olayı, yalnızca bir elmanın çürüyüşü ile sınırlı kalmadı; aynı zamanda tarım sektörünün geleceği için çiftçilere büyük bir uyarı niteliği taşıyor. Kış mevsiminin sonlarına yaklaşırken gelen bu soğuk dalga, tarımın geleceği için risklerle dolu bir tablo sunuyor. Gelecek yıllarda iklim değişikliği ile mücadelede daha etkili ve sürdürülebilir yollar bulmak, tarım ekonomisi için hayati önem taşıyor. Aksi halde, yalnızca bir elmanın değil, tüm tarımsal üretimin tehlikeye girmesi kaçınılmaz olacaktır.